13 Eylül 2013 Cuma

İnsanlığın öyküsü Adem ve Havva ile başlıyor, öyle mi? Eski bir Yahudi efsanesine gore, bu öykü   Adem’le Havva’dan öncesine uzanıyor. Yani Adem’in ilk eşi Havva değil, Lilith adında bir kadındır.  Ama, tarih boyunca gizlice aramızda dolaşıp, her kadın-erkek tartışmasında kendini gösterse de onu  çok az tanıyoruz.
Sözü edilen efsane şöyle başlıyor:  
Tanrı topraktan Adem ile Lilith’i  yaratır. Mutlu yaşasınlar diye onları cennete yerleştirir. Ama bu ilk    insan çifti bir türlü huzur bulamaz. Sorunları mı? Günümüz çiftlerinin sorunlarından farklı değildir. Adem ilişkide her alanda söz sahibi olmak ister. Ancak Lilith buna karşı çıkar. Özellikle cinsel ilişki sırasında Adem’in hep üstte yer almasını aşağılayıcı bularak itiraz eder. Kendisinin de Adem gibi topraktan yaratıldığını, yani eşit olduklarını savunur. Adem ise kendini, bağışlayan, bereketli gökyüzü; Lilith’i de ürün veren toprağa benzeterek bu şekilde birleşmek konusunda diretir. Adem tavrında ısrar edince, Lilith, birlikte yaşamalarının zor olacağına karar verip Tanrı’nın söylenmemesi gereken adını anarak göğe doğru yükselir. Sahip olduğu olanakları teperek cenneti terk eden Lilith’in yeri artık dışlanmışlar arasındadır. Çevresindeki cinlerle ve cinlerin kralı Şamael (Şeytan) ile ilişkiye girer ve onlardan çocuklar doğurur.
Bu arada cennette yalnız kalan Adem, Tanrı’ya dua ederek Lilith’i geri ister. Tanrı, Sanvai, Sansanvai ve Semangelof isimli üç meleği geri çağırmak üzere Lilith’e gönderir. Meleklere, dönmediği takdirde her gün yüz çocuğunun öldürüleceğini söylemelerini emreder. Ama, o kesinlikle dönmeyeceğini bildirir. Ve tehdit yerine getirilir…
Lilith, duyduğu acıyla bundan sonra bütün hamile ve doğum yapmış kadınların, bebeklerin baş düşmanı olmaya yemin eder. Erkek çocukların doğduktan sonra ilk sekiz gün, kız çocukların ise ilk yirmi gün içinde canını alacaktır. Sadece yakınında bu üç meleğin ismi ya da şekli bulunanlara dokunmayacaktır. Lilith artık kötülerin tarafına geçmiştir.
Bunun üzerine Tanrı Adem’in kaburga kemiğinden Havva’yı yaratır. Bu yeni kadın, Adem’den bir parça olduğu için, ona karşı çıkmayacaktır.
Tevrat'ta açıkça yer almamasına rağmen; birçok Musevi dini kaynağı 2. Bölümde sözü geçen Havva'nın Âdem'in başka bir karısı olduğu, birinci bölümdekinin ise ilk karısı olan Lilith olduğuna inanırlar.[2]
İbranilerin eski inanışına (Mitolojosine) göre Lilith, Âdem ile aynı zamanda ve aynı anda yaratıldığından Âdemin kendisine eşit olduğu görüşündedir. Âdem'le birlikte olmayı şiddetle reddeder. Adem ısrar ettiğinde ise büyü ile kaçar ve onu terk eder. Melekler geri getirmek için Lilith' i bulur ama kendisi Kızıldeniz ile birlikte olduğundan 100 den fazla cin çocuğu olduğunu, bu nedenle artık Adem'e sadık olamayacağını bildirir. Melekler, geri dönmesi için her gün bir cin çocuğu öldürmeye başlar. Lilith'i de bunun karşılığına Adem'in soyundan her çocuktan, erkelerde sünnet oldukları 8. güne, kızlarda 20. güne kadar kendi adının yazılı muskayı taşımayan çocukları öldüreceğine yemin eder. Bugün dünyada var olduğuna inanılan cinler Adem ile Lilith' in ve Tuval Kabil eşi Naama' ın birlikteliğinden meydana gelmiştir. Adem ile Havva'nın sınırlı hayat ile lanetlenmeden önce, cenneti terk ettiğinden ölümsüzdür. Lilith' den sonra Tanrı, ismi bilinmeyen bir başka eş daha yaratır ve Adem'de bu yaratılışı seyreder. Gördüklerinden çok etkilenir, yeni eşi kabul etmez. Üçüncü olarak, Daha sonra Âdem'i uyutur ve kaburga kemiğinden Havva'yı yaratır Havva sonuçta erkeğinin bir parçasından yaratıldığından ona tabi olur.[3]
Hikayenin bir başka versiyonunda ise Hz. Eyüp'e eziyet etmek için çocuklarını öldüren iblis yada Türk mitolojisindeki lohusadaki çocukları boğarak öldüren Albastı iblisi ile aynı kişidir. İnanna ile aynı kişi olduğuna da inanılır.
Günümüzde bazı Museviler arasında bir adet olarak, Lohusa kadın akşamları evde yalnız bırakılmaz, ve akşamları çamaşır ipinde çocuk bezi bırakılmaz, çünkü bunları gören Lilith'in o evde çocuk olduğunu anlamasından endişe edilir.
HeraYunan mitolojisinde Zeus'un eşi ve ablası olan tanrıçadır. Babası Titanlardan Kronus, annesi RheiadırOlympos tanrıları arasında kraliçe vasfına sahiptir ve Evlilik Kraliçesi olarak anılır. Eski inanca göre doğum sırasında kadınların ve evliliklerin koruyucusudur. Mitolojide en güçlü, en cesur ve en güzel tanrıça olarak nitelendirilir. İnek gözlü, ak kollu Hera da denilir. Hatta Hera, Aphrodite'den sonra en güzel ikinci tanrıça olduğunu bildiği halde kendisine aşık olan erkekleri hep reddetmiş, kendisini hep Zeus'a sunmuştur. Simgeleri nar, zambak, inek, akrep ve en önemlisi tavus kuşudur. Çok kıskanç ve kinci bir tanrıçadır, işlerini bir düzen içinde yürütür. Zeus'la ilişkisi olduğunu bildiği Maia' yı çileden çıkarmış, Lamia'yı canavara çevirmiş, Semele'yi tuzağa düşürmüş, Alkmene'nin doğum yapmasını geciktirmiş, Leto'yu takip edip süründürmüş, Kallisto'u ayıya çervirmiş, İo'ya at sineği musallat etmiştir. Troyalılar kendisini en güzel tanrıça seçmedikleri için kini büyüktür. Zeus Hera'yı aldattığı için Hera tarafından defalarca cezalandırılır. Zeus'tan daha iktidar sahibidir ve Zeus'un önemli kararlarında çok büyük etkisi vardır. Ayrıca Zeus'tan daha zengindir. Zeus baştanrı ve Hera baştanrıça olarak bilinir.Hera çok yönlü bir tanrıçadır. Baharla ilişkilendirilir. Aynı zamanda Zeus'u kutsal evliliğe ikna etmiştir. Bu yüzden çetin ceviz olarak da bahsedilir. Bazı kaynaklara göre de Hera, Zeus'la evlenmiş ve tüm koşullara karşın Zeus'la iyi geçinerek ve zorluklarla baş ederek dünyaya evliliğin kutsallığını göstermiştir. Ayrıca önemli bir bilgiye göre Heusha adında bir çocukları vardır. Zeus Hera'yı aldatınca (Hera çok kıskanç olduğu için) Zeus'un aşıklarını ve onların çocuklarını cezalandırır ve onlara belalar yollar. Ayrıca HephaistosAresHebe ve Eileithyia Hera'nın çocuklarıdır.